Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

3 Eylül 2008 Çarşamba

26. Bölüm



Bakıştık. Gözleri ruhunun ateşine ayna olmuş, kızıl bir parlaklığa erişmişti, ağzında kalan az tükürükle ıslattığı dudakları, yavaş yavaş, zamanın her salisesine bir hayal kurban etmeye gönüllü gibi üzerime doğru geliyordu. Gözlerini kıstı, derin bir nefes aldı ve bir şeyler mırıldandı.

...
Ne dediğini anlayamamıştım, tekrar etmesini rica ettim. Biraz uzaklaştı benden.


Sonra birden bire ayağa kalktı, ağzını sildi, bir süre aya baktı ve sinirli gözlerle bana dönüp beni darma duman eden konuşmanın girişini yaptı.

“OROSPU ÇOCUĞU!”

"NEE?!"

Afallamıştım. Açıklama bekler gözlerle ona baktım.

“Orospu çocuğu! Demek birbirimizi tanıyacağız. Demek birbirimizi tanıyacağız öyle mi? Demek bu gezide birbirimizi tanıyacağız. Vay anasını Emre. Vay anasını. Tanıdın mı bakalım? Söyle tanıdın mı? SÖYLE TANIDIN MI BENİ YETERİNCE?!?”

“Neden bahsettiğini anlayamıyorum Gülşah?”

“Yeşile boyanmış atın arabasından sadece şarap almadığını bilmediğimi mi sanıyorsun? O parayı o orospuyu becermek için verdiğini bilmiyor muyum sanıyorsun? BİLMİYOR MUYUM!?”

“Ama Gülşah?”

“Biliyorum. Çok iyi biliyorum. Anlattılar bana maceranı. Gülşah'ı tanımak için beraber yolculuğa çık, sonra git bir orospu ile yat ve ardından, o günün akşamında bir de utanmadan öpücük bekle. Sevgi bekle, ilgi bekle. Oh Emrecik, oh. Ne kadar da geniş vizyonlusun kuzum.”

“Gülşah, ya ben orada bişi..”

“Ben orada bi' şey yapmadım. Tabi Emre. SANA NE DİYECEĞİM BİLİYOR MUSUN!? Bitti... BİTTİ! BU YOLCULUK BİTTİ EMRE. BİTTİ! Yarın ilk otobüsle mahalleye dönüyorum. ANLADIN MI?! Sen de Federica ile her konakladığınız yerde en ucuzundan bi' orospu ile alem yap tamam mı ufaklık? Tamam?”

Başımı öne eğdim. Çok sallanıyordu. Yavaş yavaş üstüme geldi. Vuracağını düşünmüştüm ilk başta ama yanımdan geçip gitmesi uzun sürmedi. Sallana sallana karavana giderek kapıları kilitledi.

Ben ise, elimde şarap, boynuma sarılmış hayal kırıklığı eşliğinde; Güneş'in tekrar doğmasını beklemeye koyuldum.

Hiç yorum yok: