Bacağım alçıdaydı hâlâ, Haziran gelmiş, gençlerin
kanı kaynamaya başlamış, memleketimin kışın çamurlu olan yolları kurumuş, dudak
gibi çatlamış, mahallemiz de yoldan geçen çingeneleri bile göbek attıran yaz
eğlencelerine bürünmüştü. Yazlık sinema, sonuna kadar açık teypler, sıcaktan
şıpır şıpır terleyen ince elbiseler giymiş kızlar. Herkes soğuklardan
bıktığından kendini sokağa atmış durumdaydı ama ben kaldırımda mısır patlatacak
kadar yüksek sıcaklığa rağmen evde oturmakta diretiyor, hayatı daha bir anlamak
için babamın acayip kitaplarını okuyarak kendimden geçiyordum. Derken kapı
çaldı, annem evde olmadığından sağlam bir “off!” çekerek yerimden kalktım ve
alçılı ayağım yüzünden seke seke gidip kapıyı açmamla şaşkınlıktan nefes almayı
kesmem bir oldu. Kapıdaki hain kadın, eski müstakbel sevgilim, başımın belası,
kara kurbağam Gülşah'tan başkası değildi tabii ki. Sinirlendim, bozulduğum
suratımdan belli oluyordu, somurtmaya başladım. Gülümsedi, ayağını yere
sürterken dudaklarını araladı ve konuşmaya başladı.
“Özür dilerim ben... düşmene
sebep olduğum için Emre, çok üzgünüm…
“Mühim değil, düşeriz de
kalkarız da, ben ters düştüm bakma yoksa fena tecrübeliyimdir düşüşlerde
kızım!”
“Nasıl yani?”
“Hayatta o kadar çok düştüm ki,
annem ve babamdan bile daha çok doktoru gördüm mesela.”
“Oha! Yaralarını gösterseneee…
“Olmaz!”
“N’olur n’olur n’olur n’olur!”
“Peki, gel içeride göstereyim.”
Biricik, eski müstakbel
sevgilimi eve almıştım. Bu tarih aslında eve ilk kez kız attığım tarih olarak
anılabilir. Evet resmen kız atmıştım eve, hem de pul koleksiyonuna gerek
duymadan, sadece yara gösterme vaadi ile. Oturduk, meraklı meraklı gözlerime
bakıyordu.
“Hadi göster…”
“Peki, göstereyim.”
Önce üstümü çıkardım, küçükken kaburgamı kırmıştım, onu gösterdim.
Önce üstümü çıkardım, küçükken kaburgamı kırmıştım, onu gösterdim.
“Ohaaa, çok güzel, dokunabilir
miyim?”
“Dokun tabii bebeğim. Ama ben
de senin orana dokunacağım.”
“Tamam, peki.”
Gezdirdi elini göğsümde, çıplak vücudumda eski müstakbel sevgilimin eli geziyor, ben de aşk ve şevk yüzünden tripten tribe giriyordum.
Gezdirdi elini göğsümde, çıplak vücudumda eski müstakbel sevgilimin eli geziyor, ben de aşk ve şevk yüzünden tripten tribe giriyordum.
“Şimdi ben de dokunacağım,
tamam mı?”
“Tamam, dokunsan ne olacak ki,
yaram yok benim.”
Ve… dokundum, gezdirmeye başladım elimi göğüslerinde. İlk kez bir kızın göğüslerine dokunma tarihimle ilk kez eve kız atma tarihim aynı güne dayanır bu yüzden. Ama bir problem vardı, annemdeki gibi, teyzelerdeki gibi göğüs yoktu onda. Aradım aradım ama bulamadım bir çıkıntı vesaire. Çok şaşırmıştım! Erkek miydi yoksa?
Ve… dokundum, gezdirmeye başladım elimi göğüslerinde. İlk kez bir kızın göğüslerine dokunma tarihimle ilk kez eve kız atma tarihim aynı güne dayanır bu yüzden. Ama bir problem vardı, annemdeki gibi, teyzelerdeki gibi göğüs yoktu onda. Aradım aradım ama bulamadım bir çıkıntı vesaire. Çok şaşırmıştım! Erkek miydi yoksa?
“Sen erkek misin?”
“Ne? Ben erkek miyim? Nasıl
yani ya?
“Ee, hiç göğüs yok burada.
“Ne göğüsü?”
“Kız dediğinde göğüs olur
kızım, hani annende var ya kocaman?”
“Ciddi misin? Ama bende yok
ki…”
Çok acayipti, eski müstakbel sevgilim, erkek olabilirdi, ama daha da fenası ben de babamın kitaplarına göre homoseksüel oluyordum, hayır! Ben ibne olamazdım. İbne değildim ben, kızmıştım, aniden kalktım koltuktan.
Çok acayipti, eski müstakbel sevgilim, erkek olabilirdi, ama daha da fenası ben de babamın kitaplarına göre homoseksüel oluyordum, hayır! Ben ibne olamazdım. İbne değildim ben, kızmıştım, aniden kalktım koltuktan.
“Git bu evden, ibne değilim
ben.”
Ağlamaklı olmuştum, kendimi kötü hissediyordum.
Ağlamaklı olmuştum, kendimi kötü hissediyordum.
“Aayy, ağlamasana be, ibne
demedim ki sana?”
“Ama sen erkeksin!”
“Hayır yaaa!”
“Her kızda göğüs vardır işte.”
“Başka kız tanıdın mı ki?”
“Annem var, teyzeler var…”
“Küçük kız ama?”
“Tanımadım. İlksin sen.”
“Demek ki ondan bu kadar
salaksın sen, saygısız… Bir kıza nasıl davranacağını bilmiyorsun. Göğüs
yokmuşmuş bende! İleride çıkacakmış oğlum onlar! Salak, gidiyorum ben.”
“Aa, nasıl, dur, gitme, bir
saniye bebeğim?”
“Ne bebeğimi be! Kocaman kızım
ben!”
Ve gitti yine. Alçılı bir
ayakla, evde yalnız bıraktı beni.
2 yorum:
Yorum Gönder