Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

11 Kasım 2018 Pazar

Başlangıç ve 8

12 Nisan 2013.

Cezam bitmişti. Akın akın İstanbul ve Anadolu benim gibi insanlarla dolmuştu. Benim siyasi bir amacım olmasa da öğretmişti hapishane. Hak mühimdi, hukuk mühimdi, özgürlük, eşitlik ve insanlık önemliydi.

Üstümdeki bir miktar paranın beni nereye kadar çekeceğini bilmemekle beraber, aklıma Taksim yerleşmişti. Orada garson dahi olsam para kazanabilir, bir şekilde hayatımı idame ettirebilirdim. 

Dolmuş, toplu taşıma birlikteliği ile Taksim'e gelmiştim ancak cebimdeki paranın yarısını kaybetmiştim. Param var sanıyordum, param yokmuş. 

Gözüme bir gece kulübü takıldı, tabelası şuh, ismi anlamsız, kitlesi siz nasıl dersiniz entelektüel... gece bitesiye kapısına yakın oturdum, sonra ise ayaklanıp kapıcı/güvenliğe doğru yürüdüm.

-Eleman arıyor musunuz?
-Kardeşim siktir git dalga mı geçiyorsun?
-Yok, çalışacak insan, gece kulübünde, bar için?
-Bekle...

Bekledim. Ne beklediğimi bilmiyordum ama bekledim. İçeriden onlarca insan çıkıyor, yerine onlarca insan giriyordu ama ben beklemeye devam ediyordum. 

Can Bey geldi.

Can Bey, kıvırcık saçlı, elinde vodka bardağı, kara suratlı bir insandı. Karaciğerinin bittiğini uzaktan duyabileceğiniz kadar keskin nefes alıp veriyordu. Yanıma yaklaşıp sordu:

-Ne iş yaparsın?
-Her işi.
-Yarın başla.
-Peki yarına kadar?..

Uzaklaşıp gitti, kapıcı ile baş başa kalmıştık. 

-Kardeş, sen biraz garipsin gerginsin, bir bira iç.
-Param yok.
-Benden iç.

Kapıya bira istedi. Biralar geldi, ilk yudum sonrası sorgulamaya başladı.

-Adın ne?
-Emre.
-Ne iş yaparsın?
-Devletin gözünde anarşist, yoksa bir işim yok.
-Bize anca senin gibisi gelir.

Dik dik bakıyordu. Tedirgin oldum. Ne düşündüğünü tahmin ediyordum.

-Bu gecelik bende kal.
-Bir gece beni kesmez...
-Lan ne diyorsun?
-Sakin. Kalacağım.

...

Dört yolluya binmiş, kapıcının evine gidiyorduk. Taksim kaybolmuş, Kasımpaşa belirmiş, ine çıka idi yolumuz.

-Bak kardeş, 
-...
-Sevdim seni. Sen içeriye niye düştün?
-...
-Adam mı öldürdün?
-...
-Tecavüz mü?
-...
-Konuşsana lan solcu muydun?
-Anarşisttim.

Sessizlikle devam ettik. Solcu olmak ayıp mıydı? Suç muydu? Hakkını savunmak sakil miydi? Kafamda deli sorular, dik yokuşlardan çıktık taksiyle. Birey olmanın anlamı yok muydu toplumda? Dar sokaklara girdik. El frenini çekerek durdurdu arabayı taksici. Pazarlık yaptı kapıcı, paraya takıntısı vardı.

"Geç," diye apartman kapısını gösterdi. 

"Ben" dedim, "Biraz temiz hava alacağım."

"İyi, hasta olma da." 

Kaldırıma oturdum ve toprağı, betonu, denizi, geceyi, adımlarımı düşündüm. Özgür olamama sebebim olmamasıyla üzüldüm. Saçım sakalım ağarmış, gündüzüm gecem karışmış, örselenmiştim. 

Bağırdım.

"SENİN BEN..."

Gün ışıldıyordu. Kapıcının evine doğru yöneldim. 


Hiç yorum yok: